...hava sıcaktı,altımda arabam,sol elim dışarıda,sevdiğim şarkı çalıyordu,soğuk içecekler,kimse yoktu yanımda,yol çok uzundu ve dümdüz,kasis yok sağa sola dönmek yok ama bu çok uzun yolun sonunda trafik lambaları vardı,ben yolun çok uzun olduğuna aldanıp o lambalara ulaşacağımı fazla düşünmemiştim...arada bir yanımdan diğer araçlar geçiyor,ben hiç mi hiç rahatsız edilmiyordum;şehir,kalabalık,insanlar çoook uzakta duruyordu...ses hiç yoktu benim teypten çıkandan başka!hiç bitecek gibi değildi arabanın gazı...ohh gel keyfim gel...akşam olmuyor,sabah ayazı yüzüme vurmuyor,güneş fazla yakmıyordu.gidiyordum işte yarınlarıma,hayallerime dertsiz,tasasız!
...ve o bitmez sandığım yolun sonuna değil ama çok çok uzun menzilden sonra gelen yol ayrımına varmıştım;trafik lambaları vardı,beklemem gereken.işin ilginç tarafı lambalar kırmızı,yeşil,kırmızıydı!etrafımda artık tırlar,kamyonlar,taksiler,otobüsler vardı.çok ama çok kalabalıktı;kendimi acayip bunalmış hissettim,şoförler bağırıyor,kornalar hiç susmuyordu dad dad,düd düd,bense afallamıştım.iyi ama ne güzeldi yolculuk?kırmızıda beklemeli yeşil yanınca hızla geçmeliydi yoksa son kırmızı oldukça uzun süre bekletiyormuş,bilemedim...
hep böyleyiz işte yapmamız gereken bir iş,görev,ödev vardır.bizler zamanımız çok ve yeterli iken hiç düşünmeyiz yolun sonuna yada ayrımına geleceğimizi.geliriz oraya ama son dakikalarda artık yapacak birşey olmadığından kurtarmaya çalışırız paçayı,ikinci kırmızıya yakalanmamak için!ah ah şu son dakikalarda olmasa biz insanlar hiçbir iş yapmaya zorlamayacağız kendimizi.
İKİNCİ KIRMIZIYA YAKALANMAMAK DİLEĞİYLE